HABER POLİTİKA YAŞAM 

BİR DAL ZEYTİN, BİR YUDUM SU, BİR PARÇA UMUT

– Yaşamı savunmak sadece bir hak değil, aynı zamanda bir yurt görevidir. Bazen bir yasa yalnızca kelimelerden ibaret değildir. Bazen bir kanun teklifi; bir dal zeytini, bir yudum suyu, bir parça umudu tehdit eder. Ve bizler, hâlâ toprağın kokusunu bilenler, ormanın gölgesinde serinlemiş olanlar, sabahın çiyiyle büyümüş otların sesini duyanlar… Bizler biliriz: Doğa sustuğunda geriye sadece suskunluk kalır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmek üzere gündeme alınan ‘Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’, doğayı ve yaşamı bir kez daha sınayan bir eşiğe getiriyor bizi. TEMA Vakfı ise…

Devamını Oku
HABER KÜLTÜR-SANAT 

O FİLM GECELERİ ÇOKTAN BİTTİ Mİ?

Bugün 40’lı yaşlarına gelenler televizyon ekranlarının tek ses olduğu dönemlerde büyüdü. O yıllarda dijital platformlar, sınırsız içerikler, sabit saatler dışında yayınlanan filmler yoktu. Film izlemek için bir akşamı beklemek gerekirdi. Özellikle de pazar gecelerini… Çünkü ‘Parliament Gece Sineması’ tam da o saatlerde başlardı. Saatler 22.30’u gösterdiğinde başlayan jenerik, bir kuşağın yüreğinde hâlâ aynı duyguyu uyandırır: Sessizlik. Dışarıda gece, evin içinde sarı ışıklı bir huzur ve ekranda az sonra başlayacak olan bir sinema filmi… Parliament Gece Sineması, televizyonun zarif olduğu, ekranların aileye ait olduğu zamanlardan kalma bir güzellikti. EVLERİN İÇİNDE AÇILAN…

Devamını Oku
HABER KÜLTÜR-SANAT NOSTALJİ YAŞAM 

ZAMANIN YAPRAKLARI: SAATLİ MAARİF TAKVİMİ ÜZERİNE BİR HATIRLAYIŞ

Türkiye’nin gündelik yaşamında bir zamanlar neredeyse her evde, her dükkânda, her duvarda karşılaşılabilen; yalnızca zamanı değil, bilgeliği, alışkanlıkları, duaları ve umutları taşıyan küçük bir rehberdi Saatli Maarif Takvimi. Çoğu zaman mutfağın kapısında, bazen de sobanın hemen üstünde, bazen bir çiviye asılmış şekilde takılı dururdu. Her sabah güne onunla başlanır, ilk iş olarak bir yaprak koparılırdı. O tek yaprakta, bir günün özeti gizliydi adeta. BİR TAKVİMDEN FAZLASI İlk olarak 1870’li yıllarda benzer örneklerle başlayan bu kültür, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Maarif Vekâleti –bugünkü Milli Eğitim Bakanlığı– öncülüğünde resmi bir hal aldı. Ancak…

Devamını Oku
DOSYA EDEBİYAT HABER SON BASKI 

SON BASKI’DAN YENİ ÖZEL DOSYA: “MODERN TÜRK EDEBİYATINDA ERKEKLİK ALGISI”

Mart ayında yayımladığı ‘21 Mart Dünya Şiir Günü Özel Dosyası’ ile geniş bir yankı uyandıran Son Baskı, yeni bir edebiyat dosyasıyla okurlarının karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Bu kez odağında, edebiyatın derinliklerinden süzülen önemli bir toplumsal başlık yer alıyor: “Modern Türk Edebiyatında Erkeklik Algısı” Toplumsal cinsiyet kavramının edebiyat metinlerinde nasıl temsil edildiğine dair kapsamlı bir tartışma zemini sunmayı amaçlayan bu dosya, özellikle şiir, roman ve hikâye türlerinde yazılmış eserlerdeki “erkeklik” temsillerine eleştirel ve tematik bir gözle yaklaşmayı hedefliyor. SON GÖNDERİM TARİHİ: 10 TEMMUZ 2025 Yazılar; şiir, roman ya da hikâye türleri üzerinden…

Devamını Oku
HABER KÜLTÜR-SANAT 

“NELER OLUYOR BİZE, İLHAN ABİ?”

Kent ozanı İlhan Şeşen, 76 yaşında aramızdan ayrıldı. Ardında ince bir sızı, nahif bir tebessüm ve yürekten kopan melodiler bıraktı… Bir şarkının ortasında susar gibi… Bir yaz akşamı güneşin vedası gibi… İlhan Şeşen gitti. Sessizce, zarifçe, yavaşça… Ardında ne çok şey bırakarak… Müzikseverlerin “İlhan Abi”si, Türkçe şarkıların en sade anlatıcısı, şehirli hüzünlerin şiirli sesi artık yok. 76 yıllık ömrüne sığdırdığı yüzlerce şarkı, dizeler, senaryolar ve sahne anılarıyla gönlümüzde yer etti, şimdi ise kalbimizin en ince yerinde bir boşluk bıraktı. GRUP GÜNDOĞARKEN, ‘ANKARA’DAN ABİM GELMİŞ’, ‘GÖNÜLÇELEN’… 1970’lerde başlayan müzik yolculuğu, 1983’te…

Devamını Oku
HABER KÜLTÜR-SANAT 

GÜLSEREN BUDAYICIOĞLU UYARLAMALARI ÜZERİNE BİR İÇ YOLCULUK

Türk televizyonlarının son yıllarda en çok konuşulan yapımları… Ama sadece reytingle değil, kalple ölçülen işler. Her sahnesinde bir geçmişin yankısı, her karakterinde bir suskunluk… Ve tüm bu hikâyelerin ardında aynı kalem: Gülseren Budayıcıoğlu… O, yalnızca yazmaz; çözer, tanık olur, kaydeder. Onun kitapları, bazen bir terapi odasında başlar ama milyonların salonunda yankılanır. Dizilere dönüşen her satır, toplumun bastırdığı bir duyguyu gün yüzüne çıkarır. Ve biz, her bölümde kendimize biraz daha yaklaşırız. İşte, o dizilerden bazıları… TRAVMALARIN RUTİNLE MASKELENDİĞİ HAYATLAR: “MASUMLAR APARTMANI” Safiye’nin temizlik takıntıları, Gülben’in ezik sesi, Han’ın sevgiyle şiddet arasında…

Devamını Oku
HABER KÜLTÜR-SANAT 

WALKMAN’DE BİR ŞARKI: TÜRKİYE’DE 90’LAR MÜZİĞİ

90’lar Türkiye’si; kasetlerin sarardığı, antenle yakalanan müzik kanallarında hayatın yavaşça aktığı bir zaman dilimiydi. Bir yönüyle politik kargaşanın, ekonomik belirsizliğin, başka bir yönüyle ise gençliğin, aşkın, sokağın sesiyle örülmüştü. İşte, bu yüzden, 90’lar müziği sadece kulakta değil, kalpte de yer etti. Çünkü o yıllarda şarkılar, dinleyicisiyle arasına mesafe koymazdı; oturma odalarında, yolculuklarda, ayrılık gecelerinde bir arkadaş gibi konuşurdu. KASETÇALARIN KALBİNDE BİR DÖNEM 1990’lar Türkiye’sinde müzik, teknolojinin değil, duygunun öncülüğünde büyüdü. Müzik dinlemek bir ritüeldi: Kaset başa sarılırdı, şarkı sözleri kitapçıklardan ezberlenirdi, bazı şarkılar hatıralar kadar net olurdu. O dönemin sokakları,…

Devamını Oku
HABER PSİKOLOJİ SAĞLIK 

BAHAR, YORGUNUM, GELME ÜSTÜME!

Havaların ısınması, doğanın canlanması ve günlerin uzaması pek çok kişi için enerji ve heyecan kaynağı olsa da bazıları için bu dönem tam tersine yorgunluk, halsizlik ve isteksizlik anlamına gelebiliyor. Bu durum “bahar yorgunluğu” olarak adlandırılırken genellikle uzun süreli olmasa da günlük yaşamı olumsuz etkileyebiliyor. “Bahar yorgunluğu, mevsim değişiklikleriyle birlikte vücudun yeni hava koşullarına, sıcaklık artışına ve gün ışığının süresindeki değişikliklere uyum sağlamaya çalışırken yaşadığı fizyolojik ve psikolojik bir durumdur. Genellikle baharın ilk haftalarında başlar ve birkaç hafta sürebilir” diyen uzmanlar, bu tatlı yorgunluğun nedenlerini, belirtilerini ve başa çıkma yollarını anlatıyor.…

Devamını Oku
21 MART DÜNYA ŞİİR GÜNÜ DOSYA EDEBİYAT HABER SON BASKI 

SON BASKI’DAN ‘21 MART DÜNYA ŞİİR GÜNÜ’ DOSYASI: “YAŞASIN ŞİİR!”

İnternet yayıncılığında 21 yılı geride bırakan Son Baskı, 21 Mart Dünya Şiir Günü dolayısıyla bir dosya hazırladı. 12 yazarın yazılarıyla katkı sunduğu şiir dosyası; Cemal Süreya’dan Ülkü Tamer’e, Lale Müldür’den Didem Madak’a, Birhan Keskin’den Arkadaş Z. Özger’e kadar modern Türk şiirinin önemli isimlerinden bir kısmına odaklanırken bu türde üretenlere bir saygı duruşu niteliği de taşıyor. Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Apaydın’ın sunuş yazısıyla katkıda bulunduğu dosyada Ayşegül Örün, Başar Şeker, Emre Zengin, Ezgi İtmeç, Gizem Erkan Çelik, Gökçe Gökalp Doğan, Göksu…

Devamını Oku
HABER PSİKOLOJİ 

İYİLEŞEBİLİYOR MUYUZ?

Travma; bireyin veya toplumun başa çıkma kapasitesini aşan, derin izler bırakan olaylar karşısında yaşadığı psikolojik ve duygusal bir durum olarak tanımlanıyor. Bazı travmalar yalnızca bireysel değil, toplumsal düzeyde de etkiler bırakabiliyor. Bu travmalar arasında, ülkemizde defalarca yaşanan ve derin izler bırakan depremler en sarsıcı örneklerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Büyük toplumsal travmalar, yalnızca acı ve kayıplarla değil, aynı zamanda dayanışma ve kolektif iyileşmeyle de anılabilir. Uzmanlar, “Travmaları yalnızca unutmaya çalışarak değil, onları anlamlandırarak, dersler çıkararak ve dayanışmayı artırarak aşabiliriz. Unutulmamalıdır ki bu gibi durumlarda iyileşme bireysel değil, toplumsal bir süreçtir…

Devamını Oku