AYDINLIK BİR GELECEĞİ KUCAKLAMAYA HAZIR MIYIZ?

-ADANA-
Acaba cumhuriyet tarihinin hangi döneminde bu kadar çok kadın ve çocuk katledildi? Bu kadar çok iş cinayeti hangi zaman aralığında yaşandı? Son 20 yılda ne oldu da iş cinayetlerinin zirvesini gördük? Katil patronların kâr hırsı yüzünden adına iş kazası dedikleri cinayetlerde Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsü olduk.
Ne kadar yoksullaştık, farkındayız, değil mi? Artık babalar ceketini satıp çocuk okutacak durumda da değil. Eğitimden hızlı bir kopuş var. Kiminin imkânı yok okumak için, kimi okumuş ama 20 yıldır atanamayan öğretmeni markette kasiyerlik, pazarda domates satarken görünce yitiriyor umudunu, vazgeçiyor okumaktan.
İşsizler ordusu büyüyor. İktidarın siyasetçilerine soruyorsunuz, aldığınız yanıt; “Efendim, genel sorun, dış güçler, bu ülkeye pastacı da lazım. İş beğenmiyorlar” oluyor. En güzel yıllarını kim çaldı bu çocukların, gençlerin, Allah aşkına?
Koca koca adalet saraylarımız var, devasa hastanelerimiz, en büyüğünden cezaevlerimiz var. Kapasiteyi aşmış hapishaneler. Suç patlamış, suç oranları yükselmiş. Acaba tarihin hangi döneminde cezaevleri dolup taştı böyle? Çocuklar hangi dönemde bu kadar çok suça sürüklendi? Hangi dönemde çeteler bu kadar palazlandırıldı?
Gerici tarikatlar, vakıflar, dernekler okullarda protokol yapıyor şimdi. Tarikat ve vakıflarda el kadar çocuklara onca iğrençliği yapanlar, “Altı yaşındaki çocukla evlenilebilir” fetvası verenler, kadının kıyafetine, yaşam biçimine müdahale edenlerin yapılanmalarını bir sivil toplum kuruluşu olarak gören zihniyet varsa onlar elbette okullara da sızacaklar.
Sesini yükseltiyorsun, adın hain. “Derin yoksulluk” diyorsun, aldığın yanıt, “Beka” oluyor. “Eylem” diyorsun, bozguncu oluyorsun. Her gün kızlarınızı, annenizi, teyzenizi, halanızı ya da başka yakınlarınızı katletsinler ama bunun adı “Takdiri ilahi” olsun. Madenlerde toplu katliam oluyor, “Kader” diyorlar. Cemaat yurtlarında çocuklarınız küle dönsün, dedikleri: “Allah verdi, Allah aldı”… Yok öyle bir dünya, yok!
Hızlı tren faciaları, depremde yaşanan koordinasyon eksikliği, liyakatsizlik… İnsanlar tırnaklarıyla kazarak ya da kazma kürekle bir yakınını enkazdan çıkarırken görevliler etrafı sarıyor, herkesi geriye çekiyor, canlı ulaşılan kişi hemen görevlilerce sedyeye konuluyor ve kameraya bakarak “Tekbir, Allahuekber!” diyor. Yahu, siz çıkarmadınız ki o canı oradan.
Yalanlarla, Allah, din, iman diye diye belki cumhuriyet tarihi boyunca insanları kandırdınız ama artık öyle kanacak kimse de çok fazla kalmadı. Bir avuç azınlık için cennet olan bir düzende gittikçe yoksullaşan bir halk, kızılca kıyameti yaşıyor artık. Ne iktidarın ne ortağının ağzı açılıyor eğitim, sefalet, uyuşturucu kullanımındaki korkunç artışla ilgili.
Artık herkes tanıdık birbirine. Kimin ne olduğu, kimin yöneteceği ve kimin artık yönetemeyeceğinin kararını bu halk artık zihinlerde vermiş durumda. Yasaklar, engellemeler, algı operasyonları kâr etmiyor artık. Bu böyle diye sen de en demokratik hakkın olan itirazdan vazgeçme. Ama mücadelen örgütlü olsun. Boşuna dememişler “Sen yoksan bir eksiğiz” diye. Bırak, dönen dönsün, giden gitsin, onlarsız da yeni baharları ve aydınlık bir geleceği birlikte kucaklarız. Hazır mıyız?

