ZAMANIN YIKINTILARI ARASINDA BİR DİL: LÁSZLÓ KRASZNAHORKAİ’YE EDEBİYAT NOBELİ

2025 Nobel Edebiyat Ödülü, Macar yazar László Krasznahorkai’ye verildi. İsveç Akademisi, ödülün gerekçesinde yazarın “kıyametvari karanlıkta bile insanın sanatla direnme gücünü hatırlatan vizyoner bir külliyat” ortaya koyduğunu vurguladı.
Macaristan’ın Gyula kentinde 1954 yılında doğan László Krasznahorkai, edebiyat dünyasına 1985’te yayımladığı ‘Şeytan Tangosu’ adlı romanıyla adım attı. Karanlık atmosferi, ağır ritmi ve bitmek bilmeyen cümleleriyle bu eser kısa sürede modern Avrupa edebiyatının dikkat çeken örneklerinden biri haline geldi. Romanın başarısı, onu ülkesinin sınırlarının ötesine taşıdı.

MODERN EDEBİYATIN SESSİZ USTASI
László Krasznahorkai, sonraki yıllarda yayımladığı ‘Direnişin Melankolisi’ ve ‘Savaş ve Savaş’ gibi romanlarıyla “insanın çöküş çağında bile anlam arayışını” merkezine alan bir anlatı evreni kurdu. Eserlerinde distopya, yalnızlık, çözülme ve sabır temaları öne çıktı. İsveç Akademisi’nin ifadesiyle onun metinleri “çağdaş dünyanın dağılma sürecine şiirsel bir tanıklık” niteliği taşıyor.
SİNEMAYLA KURULAN EDEBİYAT
László Krasznahorkai’nin adı, Macar yönetmen Béla Tarr ile yaptığı iş birlikleri sayesinde sinemaseverler için de tanıdık. 1988’de başlayan ortaklık, ‘Şeytan Tangosu’, ‘Torino Atı’ gibi filmlerle sürdü. Bu filmlerin hemen hepsi, yazarın metinlerinde olduğu gibi ağır tempolu, yoğun ve kasvetli bir dünyanın sinemasal karşılıkları olarak öne çıktı.
EDEBİYATIN SINIRLARINI AŞAN BİR ANLATI
1980’lerin sonunda Batı Berlin’e giden yazar, daha sonra Fransa ve İspanya’da yaşadı; 1990’larda Çin, Japonya ve Moğolistan’a yaptığı seyahatler, yazarlığında kalıcı izler bıraktı. Doğu felsefesinin dinginliğiyle Batı’nın eleştirel düşüncesini birleştiren László Krasznahorkai, modern insanın içsel sessizliğini evrensel bir dilde anlattı.
TÜRKÇEYE ÇEVRİLEN ESERLERİ
Yazarın en bilinen kitaplarından ‘Şeytan Tangosu’ 2013’te, ‘Savaş ve Savaş’ ise 2014 yılında Can Yayınları tarafından Türkçeye kazandırıldı. Daha sonra ‘Direnişin Melankolisi’ de Can Yayınları tarafından yayımlandı. Bu eserler, Türkiye’de özellikle edebiyatın felsefi ve deneysel yönüne ilgi duyan okurlar arasında geniş yankı uyandırdı.
BİR DÖNEMİN TANIĞI
László Krasznahorkai, 2002’de Nobel kazanan Imre Kertész’den sonra ödüle layık görülen ikinci Macar yazar oldu. Yalnızlık, sabır ve zamanın yavaş yıkımı üzerine kurduğu edebiyatı, çağımızın hızlı tüketim çağrısına sessiz bir itiraz niteliğinde… Onun romanları, edebiyatın hâlâ “zamanın yıkıntıları arasında” bir anlam kurabileceğini hatırlatıyor.


