SEMA KAYGUSUZ’UN ‘BARBARIN KAHKAHASI’NDA ERİL ZİHNİYETİN İZLERİ
“Kadın doğulmaz, kadın olunur.” diyordu Simone de Beauvoir, 1949’da yayınlanmış eseri ‘İkinci Cinsiyet’te. Kadın kimliğinin, Batı felsefesindeki düalizme dayandırılarak mutlak kabul edilen erkeğin ötekisi olarak inşa edildiğinden söz ediyordu Simone de Beauvoir, eserinde. Kendi cinsiyetini dile getirmeden, sürekli başkalarının cinsiyet özelliklerinden söz eden, kendinin ötekisi olarak kadın kimliğini inşa eden erkek ne menem bir öznedir acaba? Erkeklerin dillendirmediği ama kastettiği ötekiler ya? (Kadınlar, çocuklar, eş cinseller, siyahlar, düşmanlar, hainler diye uzayıp giden liste.) Kadını inşa ederken asıl kabul edilen erkek öznenin tek bir biçimi mi var, peki? Toplumun erkek olarak…
Devamını Oku